Sağlıkta Fark Alınması Neden Serbest Bırakılmıyor?

Açıkçası, sağlık hizmeti sunucularından kamuya ait olanların, hastalardan fark almamaları olayına söylenecek sözümüz yoktur. Zaten, bütçesinin büyük bölümünü genel bütçeden alan, ayrıca SGK’ dan da neredeyse genel bütçeden aldığı miktara yakın bir ödenek alan Sağlık Bakanlığı kuruluşları, hastadan ayrıca bir fark almamalıdırlar. Bu tamamıyla haklı bir uygulamadır.

Özel Kuruluşların Durumu Değişik
Özel kuruluşlar, eğer SGK ile anlaşmalı iseler, hizmet bedeli olarak SGK’ dan devlet hastaneleri gibi bir ödenek almaktalar. Bunun dışında, hastalardan da bir fark alma hakları bulunuyor. Bu fark miktarı, SGK’ dan verilen bedelin % 30’ u ile % 90’ ı arasında değişiyor. Örneğin, tıp merkezleri % 30 farkı geçemiyorlar. Özel hastaneler ise % 30 - % 90 arasında, kendi kategorilerine göre fark alabilirler. Ancak, hiçbiri % 90 farkı geçemez.
Bu fark miktarı ise, özel kuruluşların maliyetlerini karşılamıyor. Çünkü devlet hastaneleri, SGK’ dan aldıklarının daha fazlasını genel bütçeden almaktalar. Yani gerçekte aldıkları fark, % 110’ un üzerindedir. Vergi ve kira gibi avantajlarla, bu fark % 110 - % 150 arasında değişmektedir.
Böyle olduğu halde, özel hastanelerin % 30 - % 90 fark oranı ile ayakta kalması ve yarışması imkansızdır. Hele tıp merkezlerinin, % 30 fark ile ayakta kalabilmeleri tamamıyla imkansızdır.

Fark Kısıtlaması Şaşırtıcıdır
Gerçekten sağlıktaki bu fark kısıtlaması şaşırtıcıdır.
Neden bu kısıtlamanın konulduğunu ve neden ısrarla sürdürüldüğünü bilen olduğunu sanmıyoruz.
Basına yansıyan haberlere göre, farkın kısıtlanmasını, hatta hiç alınmamasını Sayın Sağlık Bakanı Recep Akdağ ısrarla istemişti. Sayın Sağlık Bakanı’ nın neden bu konuda ısrarcı olduğunu bilmiyoruz. Ancak, Sayın Bakan’ ın bile bu konunun sakıncaları ve nedenleri hakkında bilinçli ve haklı gerekçeleri olduğunu sanmıyoruz.

Fark Kısıtlaması Kimin Yararınadır?
Açıkçası, fark kısıtlamasını sürdürülmesinden yarar görebilecek bir kuruluş veya kesim olduğunu düşünmüyoruz.
Kısıtlama SGK’ nın yararına mıdır? Hayır. Çünkü SGK, her hizmet için sabit miktar ödüyor. Üstüne karışmıyor.Devlet hastanesine de aynı bedeli ödüyor. Özel kuruluşlara da. Özel kuruluşlar, isterlerse belirli oranda fark alıyorlar. Yani SGK’ ya giren-çıkan bir şey yok.
Sağlık Bakanlığı’ nın ve hastanelerinin yararına mıdır? Hiç sanmıyoruz. Çünkü, Sağlık Bakanlığı’ nın ve hastanelerinin konuyla ilgileri yok. Taraf değiller. Onlara da giren-çıkan bir şey yok.
Vatandaşın yararına mıdır? Kesinlikle hayır. Özel kuruluşlar, ayakta kalabilmek için gelir-gider dengesini kurmak durumundadırlar. Eğer % 30 fark alarak bu dengeyi kuramıyorlarsa, dengeyi kurabilecekleri miktarı alırlar, % 30 kuralına uyamazlar. Uyan da batar. Zaten de böyle oluyor. % 30’a devam etmek istemeyen ya kapatıyor, ya da SGK ile anlaşmıyor. SGK ile anlaşanların çoğunluğu da, açıktan fark alarak yasa dışı çalışmaya devam ediyorlar. Yani uygulamanın vatandaşa hiçbir yararı bulunmuyor. Tam tersine, kayıt dışı ve yasa dışı çalışmayı teşvik ediyor.

Yetkililerin, ekonominin emirle yürümeyeceğini, ekonominin kendi rasyonel koşulları olduğunu bilmeleri gerek.
Fark kısıtlamasının özel sektöre bir yararı var mıdır? Kesinlikle yoktur. Bu uygulama ile, dürüst çalışan özel sektör kuruluşları cezalandırılmış oluyor. Ayrıca, maliyet baskısıyla kaliteden ödün veriliyor, hizmet düzeyi düşüyor. Kuruluşlar kaliteye yatırım yapamıyor, düzey yükseltilemiyor.
Ayrıca, illegal çalışma yaygınlaşıyor. Yasa dışı fark alma bir kural haline geliyor.
Bazı yetkililerin hatalarıyla, kuruluşlar yasa dışı çalışmaya itiliyor.
Ayrıca, kuruluşların serbest çalışma hakları ve kuralları ihlal ediliyor.

Fark Kısıtlaması Yanlışına Son Verilmelidir
Gerçekten bu yanlışa son verilmelidir.
Çünkü bu uygulama kimsenin yararına değildir.
Fark ödemek istemeyen, fark almayan devlet hastanesine ve fark almayan diğer kuruluşlara gitmelidir. Özel kuruluşlar ise, kendi maliyetine ve kalitesine göre, alacağı fark miktarını kendisi belirlemelidir. Vatandaşa da, gönüllü olarak ve önceden bilerek, istediği kuruluşu seçmelidir.
Ekonominin kuralları da bunu gerektirir, demokratik olan da budur.
Şu anda sürdürülen sistemin ise ne liberal ekonomide, ne de diğer sistemlerde yeri vardır. Sürdürülen sistem, ekonominin kuralları ile bağdaşmayan akıl dışı garip bir uygulamadır.
Bu garip uygulama,çözüm için akıllı yöneticileri beklemektedir.

11-10-2012
Doç. Dr. Paşa Göktaş